Bir - iki yıldır karavan üzerine araştırmalar yapıyorum.Bu hayatı gerçekten merak ediyorum. Her türlüsünü araştırdım kafamda bütçeme göre tasarlamaya çalışıyorum.Bunu ilk başta hayatımızın merkezine koymak istemiyoruz bu sebeple büyük bir bütçe yatırmak istemiyoruz. Bu işin bütçe konusunda ucu bucağı yok. Bizim kafamızdaki bütçe 50000₺ civarında.Bu bütçe ile bir panel van yada minibüsü 25000₺ civarılarında alıp arka kısmına 25000₺ harcayarak.Kendimize gayet yetecek bir yürüyen bir ev tasarlamak istiyoruz. Bu bütçeye gayet güzel bir karavan tasarlayabilirsiniz, tabiki kendi el emeğinizle…
Bizim istediğimiz Moto karavan denilen, bir panel vanın arkasını yaşam alanına çevireceğimiz bir stil. İçinde yatak, mutfak dışında tuvalet ve banyosunu da tasarayacağımız bir yaşam alanı olacak.
Bir kaç karavan stili var: Çekme karavan ,moto karavan ve alkovanli karavan olarak çeşitlerini sıralayabiliriz.
Biz neden bir moto karavan tercih ediyoruz ?
Çünkü çekme karavan istediğinizde, ayrıca motoru güçlü bir arabaya ihtiyacınız olacaktır. Güvenlik açısından sürerken çok dikkatli olmalısınız, inişli çıkışlı yollarda risk daha da artacaktır. Ayrıca hem arabaya bütçe hem de karavana bütçe ayırmalısınız ki bu da en iyi ihtimalle totalde 100000₺ yi bulur.
Alkovanlı karavanlar ise en sevilen konforlu ve geniş araçlardır. Aracın ön kısmının üstünde yatak bulunan ve araca ayrı bir parça olarak eklenen özel yapım araçlardır. Bu araçların Türkiye’de ikinci el piyasası oldukça yüksekken sıfırları da zengin kesime hitap eder.Eğer karavan, kişinin bir yaşam tarzıysa ev almak yerine böyle sıfır bir karavan almayı tercih edebilir. Alkovanlı karavanların İkinci el piyasası en az 150000₺ civarında başlar ki onlar da çok eski araçlardır. Gönül ister ki Alkovanlı olsun ama belki ilerki yıllarda bunu tekrar düşünebiliriz.
Artık günümüzde karavan hayatının revaçta olduğu, reklamlarının çokça yapılması, görsellerde çok güzel gösterilmesi biraz yanıltıcı durumlar doğurabilir. Ne kadar güzellikleri olsa da bir o kadar da zorlukları olacaktır. Gerçekten durumu iyi tartmak gerekir. Bir hevesle alıp paranızı hiç edebilirsiniz. Genellikle böyle bir işe atılmadan önce karavan kiralamak tavsiye edilir. Ancak biz uzun zamandır bunun hayalini kuruyoruz ve takipteyiz.
Biz de bu hayata küçük bir adım atarak deneyimlemek ve bir fikir edinmek istiyoruz. Her ince ayrıntısını araştırarak hazırlık yapıyoruz. Araç çeşidi, yalıtım malzemeleri ,ağaç kaplama malzemeleri , elektrik tesisatı, yatak kısmı , mutfak ekipmanları, banyo-tuvalet gibi pek çok kalemi iyice araştırmak gerekiyor. Gerçekten zamanınızı ciddi anlamda veriyorsunuz. Yada iyi bir bütçeniz varsa hazırını alıp arkanıza bakmıyorsunuz. Ancak bize göre eğlenceli olan kısmı kendi yarattığımız olacak. Bunu yaparken de kardeşimden yardım alacağım. Uzun zamandır ahşap teknemizin tadilat ve tamiratını yapıyoruz.Elimizde makinalarımız da mevcut. Bu aracın ağaç kaplama işlemlerini de limanda bitirebiliriz. Diğer kısımları da evimin önünde yapabileceğimi düşünüyorum.
Araç konusunda yakıt tüketimi , iç hacim genişliği, yedek parça fiyatları, abs’li ve klimalı olması (karavan ruhsatı için abs şartı var) öne çıkan isteklerimiz.Bunlara istinaden araştırdığımız araçlar : Renault Master, Fiat Ducato , Peugeot Boxer, Citroen Jumper, Mercedes Sprinter… kimisinin eni dar, kimisi kısa, kimisi çok yakar, kimisi iyi yol tutar. Uzun şasesini alsan fazla yakar, kısaltırsan yaşam alanı daralır. Bu seçim gerçekten en zor kısım çünkü size uygun 2. el bir aracın denk gelmesi biraz şans. Günlerdir araçlar buluyorum tam niyetleniyoruz abs olmadığını fark ediyorlar. Bu araç satıcıları da gayet bilgisiz. Bir ürün satıyorsun ve onun hakkında bilgilerin eksik. Ama ümitliyim bizim için hayırlı araç yakında karşımıza çıkacak ve bu korona günlerinde bu boşluğu değerlendirerek yazın ortasına kadar aracımızı inşallah bitireceğiz.
Karavan yapımını paylaşacağım günlerde görüşmek üzere… ;) takipte kalın…
Hani Sen - Vedat Efe (2019-Aralık) Am7. G/Am Sensizliğin düşüncesi kabuslar gibi F Maj Bm7b5 E7 Nefessizliği bilir misin anla halimi
Am7 Sen ne kadar kaçsanda Em7 Kader değişir mi? Dm7 Aşkı düşün kadınım Bm7b5. E7 Zaman gelmiyor geri...
Am7 Dm7 G Hani sen hani sen çok sevmiştin Cmaj Fmaj Asla gitmeyecektin Dm7. E 7 Ömrünün sonuna kadar
F Maj Em7 Bana hep yanındayım demiştin Dm7 Sana güvenmiştim E7 Gidişini görene kadar... Söz : Çağrı Can Daltekin Müzik : Çağrı Can Daltekin - Vedat Efe Demirtopuz
Gelibolu yarımadasına İstanbul'dan çıkıp Tekirdağ- Şarköy üzerinden geldik(300km). Bu güzergah, kendi aracımızla yaklaşık 3 buçuk saat sürdü.(24 Kasım 2018)
Aracınızı karşıya geçirmek için 45 lira ücret ödemeniz gerekiyor.Bu sebepten otelimizi de Gelibolu tarafından bulup , karşıya da yaya olarak geçerek tasarruf edelim dedik.
Eceabat’ta merkezde feribota yakın bir otel bulduk.(130tl oda- kahvaltı) Eşyalarımızı koyduktan sonra güneş batmadan Şehitlik Abidesine aracımızla 30 dakikaya ulaştık.
Gelibolu demek, atalarımız demek... Saygıyla...
Bizler, hayatlarından, ailelerinden vazgeçmiş bir neslin çoçuklarıyız.
Abideyi gezdikten sonra alt yoldan direk Kilitbahir'e geldik. Burdan Çanakkale'ye geçmek 10 dk. Aracımızı buraya park edip karşıya feribotla yaya olarak geçtik. Akşamı Çanakkale merkezde geçirdik.
Kilitbahir Feribotu, Havanın Güzelliği...
Ne kadar sardalyası meşhur olsa da bu seferlik balık yemek istemedik. Ama meşhur peynirli bir helvası var onu yemeden geçemedik.
Çanakkale sahilde güzel bir yürüyüş yolu var. Yolun devamında sizi Truva atı karşılıyor.
Truva filmi için yapılan Truva Atı, sahilde sergileniyor.
Yemek ve biraz yürüyüşten sonra tekrar feribotla Kilitbahir'e ordan aracımızı alıp Eceabat'taki otelimize döndük.
Diğer gün sabah kahvaltıdan sonra hemen planları yaptık.
Bu gelişimizde abideye giderken Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezini görmüştük.Sabah erkenden orayı ziyaret ederek başladık. Balmumları ile modern bir müze yapılmış.Aynı zamanda İçerde canlandımalı 9 adet sinema salonu var. Bu film turunda yaşananları canlandırmalarla size izletiyorlar, hatta bir salonda hareketli bir savaş gemisinin üzerindesiniz ve bombalar patlıyor... Biz çok beğendik!
Emeği geçenlere, bu fikri gerçekleştirenlere teşekkür ederiz...
Tanıtım merkezinden sonra şehitlikler tarafına aracımızla giriş yaptık.Yol sizi savaşın geçtiği bütün güzergahlarda dolaştırıyor.
Mehmetçik Kitabeleri
Atatürk'ün taaruzu idare ettiği ve saatinin parçalanıp yaralandığı yer.
Mehmetçik Kitabeleri
Anzak Koyu Plajı
Yaralı Anzak Askerini taşıyan Türk Askeri.
Biz bir gece konakladık. Aslında daha kapsamlı bir tur için en az 2-3 gün vakit geçirmek gerekiyor. Buraya gelmeden önce yaşananları okuyarak olayların geçtiği yerleri bilerek ziyaret etmek çok daha iyi olacaktır. İnşallah bir dahakine oğlumuzu getirdiğimizde ona çok daha hazırlıklı olacağız.
Öğleden Sonra, Bozcada tarafına geçsek mi diye düşünürken feribot saatlerinin uymayacağını farkedip yönümüzü Bursa'ya verdik.
Çanakkale, hiçbir zaman gitmekten erinmeyeceğim, havasıyla, ambiyansıyla, tarihiyle, deniziyle, sakinliğiyle huzur bulduğum bir yer olarak hep kalacak... Görüşmek Üzere ...
Senelerdir Datça hep aklımızdaydı 2019 yaz sezonunda güzel bir ziyaret yaptık. Datça, püfür püfür esen rüzgarıyla , turkuaz mavisi deniziyle , sakin koylarıyla, sessizliğiyle, yeşilliğin içindeki harika atmosferiyle bizi bambaşka bir yere götürdü. Kesinlikle sakinlik isteyenlere birebir...
Datça, Marmaris'e 71 km uzaklıkta.Yolu biraz virajlı.
Bana göre Datça konumuyla da alakalı olarak Anadolu'dan kopuk kendi halinde yaşayan sakin bir kasaba. Burada herkes yavaş, telaşsız ve rahat gözüküyor. Yani diyeceğim kafa dinlemeye birebir muhteşem bir yarımada. “Acelen varsa ne işin var Datça’da” demişler.
Burası badem ağaçları ile dolu. İsmini de zaten Badem çiçeğinden almış.Her yerde bademle alakalı pek çok şey var.Acıbadem , bademli gazoz, bademli köfte, bademli mezeler daha sayamadığım pek çok şeyde badem var. Gidip tatmanız lazım...👌🏼😀
Datça Merkez (Yüzü Güneye bakıyor.)
Çok hoş bir butik otel bulduk; Datça Suites Butik Hotel . Çok hoşumuza gitti. Özellikle kahvaltısındaki özel ilgiye hayran kaldık. Datça’ya giden herkese kesinlikle tavsiye ederiz.Haziran ayında oda fiyatı 250 Lira’dan kaldık. Datça Manzarası ve serpme kahvaltısı bizi mest etti.
Datça Suites Butik Hotel
Merkezi deniz kenarında, biraz tepede Can Yücel’in de yaşamış olduğu Eski Datça var. Daha eski yapıların bulunduğu dar sokaklardan oluşan mor çiçekleri bol olan modern bir köy.
Eski Datça Sokakları
Datça Geceleri
Merkezde hilal şeklindeki koyunda, gündüz şezlongların olduğu akşamında masaların kurulduğu kumsalında balık restoranları dizilmiş. Ağaçlara çokça lambalarla çok hoş bir ambiyans yaratılmış denize sıfır keyif yapabiliyorsunuz. Fiyatlar biraz tuzlu diyebiliriz.
Biz akşam yemeği olarak hakkımızı bademli köfteden kullandık ama aslına bakarsanız çok orijinal gelmedi.😀 Burda insanlar bademi iyi pazarlıyorlar. Bademli pek çok meze var. Buraya gelip tatmalısınız.
Yemekten sonra yürüyüş yaptık.Aslında çarşısı çok büyük değil dönüp dolaşıp tekrar aynı noktaya geliyorsunuz. Her şey iç içe olduğu için de oldukça sıcak bir ortamı var.
*
Knidos Antik Kenti , Akdeniz'e bakan yüzü
Knidos , bir tarafında Ege Denizi'ni, bir tarafında Akdeniz'i görebileceğiniz, yarımadanın en ucundaki ticari bir antik kenttir. Datça merkeze 35 km olsa da yolu dar ve virajlı olduğu için varışınız 1 saate yaklaşabilir.
Knidos Limanı
Palamut Bükü ve Mesudiye'de uğradık.Datça Merkeze 27km uzaklıkta. Antalya Bölgesine göre daha taşlı bir denizi var o sebeple plaj açısından çok başarılı değil.Ama temizlik konusunda Mavi Bayrak diyebiliriz.Bir de gece yıldızlar harika gözüküyor...