Kasım’da Büyük Kuzey Turu : Bölüm 5 Sinop

Sinop


12 Kasım Pazartesi ,  bugün itibariyle bu taraflara yağmurlar gelecekti ve havalar kapadı. Uğur ve Büşra ile vedalaştıktan sonra Pazar’dan sabah saat 11 gibi ayrıldık. Rotamız Trabzon Uzungöl’dü. Sahil şeridinde yağmur başlamıştı.Ama Karadeniz’in yağmurunu hep merak etmişimdir.Burada her yer doğa harikası. Yeşilin her tonunu görebiliyorsunuz.
     Uzungöl’e ulaştık. Çok güzel Fotoğraflar aldık.Ancak yaz sezonu kapandığı için etraf sakindi. Uzungöl turizimin  artmasıyla biraz betonlaşmış.İnsanlar çoğaldıkça doğa güzelliğini kaybediyor.

Uzungöl , Trabzon

Uzungöl Trabzon

     Uzungöl’den çıktık. Samsun’a doğru hareket ettik. Yol boyunca Trabzon, Giresun ve  Ordu’dan da geçerek Samsun’a ulaştık.

     İlk molamız  Trabzon’du.Trabzon merkeze geldik. Katlı bir otopark bulduk. Çarşını dolaştık Trabzon’u biraz pahalı buldum. Merkezde bir mekanda bir suya 5 lira otoparka 15 lira Türk Kahvesi 10 lira gibi fiyatlar ödedik. Trabzon’nun enerjisi beni çok etkilemedi.Akşam üzeri 4 civarları tekrar yola çıktık. Giresun’un yanından geçtik. Fındık diyarı artık etrafta çay göremiyorduk. Rize taraflarında  her alan her boşluk çaydı.Şimdi ise Fındık ağaçları. Bu arada ara ara yağışlar devam ediyordu. Ordu’ya geldik. Ordu’nun içinden geçiyorduk ki şehrin üstünden yukarı çıkan bir teleferik görünce hemen dönüş yaptık.Ordu’yu teleferikle izleme şansı bulduk(10 ‘ar Lira). Ordu çok şirin bir şehir olarak aklımda kaldı.Orada yarım saat vakit harcadıktan sonra tekrar Samsun’a doğru yola çıktık.

Ordu
    Yollar gayet güzel ancak Eds radar sistemi bulunuyor. Ortalama 100km hızla Trabzon’dan 5-6 saate Samsun’a ulaştık.
     Samsun’da Nuran halamızın Atakum tarafında evi var.Konaklamak için orada kalacaktık. Atakum Samsun’un kuzeyinde kalıyor. Samsun’a girdik fakat Samsun’un alanı o kadar büyükmüş ki beni şaşırttı. Eve ulaşmamış 20-25 dakika sürdü. Karadeniz Başkenti’ni trabzon zannederdim ancak burasıymış.Eşyalarımızı eve bıraktık. Akşam yemeği için dışarı çıktık. Atakum sahilini çok beğendim. Atakum sahili hem çok uzun hemde çokça güzel mekanlar var. Aparatif birşeyler bakarken çok leziz bir Kokoreççi bulduk.Çok ta güzel bir mekan yapmışlar.(Kokoreç yarım 18 Lira)
Atakum Sahili , Samsun

     Bir gün sonrası için Sinop’u gezmeyi planladık. Çünkü Mithat abimiz çarşamba günü Antalya’dan gelip bize Samsun’da eşlik edecekti. Aslında Samsun’a 15’i gibi gelecektik ama planlarımız bu şekilde oldu. Bizde Mithat abimizin yokluğunda Sinop’ta eşimin akrabası Elif ‘i ve ailesini görmek istedik.

Şen Pastanesi , Sinop sahili
    Sabah 10 gibi uyandık.12 civarlarında Sinop’taydık. Elif’i aldık ve bizi sahilde Şen pastanesine götürdü. Orada malzemenin  bol olduğu güzel bir serpme kahvaltıyla karnımızı doyurduk.
(3 kişilik serpme kahvaltı 60tl ).


Sinop Kalesi

 
      Sinop eski kapalı cezaevine uğradık.İlk defa bir cezaevine girdim. Sebahattin Ali’nin koğuşuna gittik. Oradaki yaşanmışlıkları gördük. Hatta bir ara bomboş bir koğuşta içerdeki akustiği farkettim. Sebahattin Ali’nin şiiri Edip Akbayram'ın sölediği Aldırma Deli Gönül şarkısını seslendirdim.Ama devam edemedim.


 

     Cezaevinde dolaşırken hava kararmaya başlıyordu. Hemen çıkışında sağda Elif’lerin Osmanlı Lezzetleri restoranı var oraya girdik. Elif  ikramlarıyla bizi mest etti. Meşhur Sinop Mantısı kıymalı ve cevizli ardından kabak tatlısı... Mantı gerçekten harikaydı.(Porsiyonu 17,5 TL) özellikle ceviz serpilmiş mantı çok orijinaldi. Mutlaka denemelisiniz. Ayrıca bu restoranın Kelle Paça Çorbası da meşhur.


   
     Ardından Sinop’u yukardan görmek için şahin tepesine çıktık. Ancak Soğuk bir zamana denk geldiğimiz için hemen fotoğraf çekip ayrıldık. Sonra Sinop yarımadasını arabayla dolaştık. Aslında küçük görünen Sinop arka tarafta oldukça büyük bir alanının olduğunu gördüm.3 tarafı da denizlerle çevrili olduğu için devamlı rüzgar alan , nemin bol olduğu bir yer. Yazın çok kalabalık oluyormuş.Denizinin çok güzel olduğunu ve yazın hangi tarafta rüzgar olmazsa o tarafta denize giriyorlarmış. Hatta yerli turist fazlalaştığında  Sinoplular bilinmeyen koylara gidip denize giriyorlarmış.




   Yarımadayı dolaştıktan sonra sıcak bişeyler içmek için sahilde  Kara İnci Pastanesine gittik. Kahvesi çayı sunumu ve fiyatları gayet iyiydi.


   Burdan çıktık birer bira içelim dedik. The Mill Pub ‘a geçtik.

  Elif’in annesi Şengül abla ve babası Yaşar abiyi görmek için 9 buçuk gibi kalktık eve geldik.Saat
gece 1’e kadar muhabbet ettik.         Onları’da gördüğümüz için çok mutlu olduk.

  Normalde Samsun’a dönecektik ama hayır diyemedik...

 




     Yılmaz ailesine misafirperverliklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.Onları ziyaret etmekten gerçekten çok mutlu olduk.Antalya'ya da bekliyoruz.Tekrar görüşmek üzere...









Yorumlar

Popüler Yayınlar